EBUBEKİR DOĞAN ATMACA
 
  Ana Sayfa
  Gazete manşetleri
  Harika grafikler
  Atasözleri
  Dünya
  Güzel resimler
  Hangi bitki ne işe yarar
  İlaçlar
  ÜYELİK
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  Kurucu Yazı
  Kurt resimleri
  Kuş resimleri
  Link Listesi
  Resimler
  Albüm
  Son dakika haberleri
  Günlük dizi akışı
  Şehirler arası uzaklık hesaplama
  Sanal saat
  Hava durumu
  Osmanlı padişahları
  Oyunlar
  Canlı tv
  Takvim
  Aşk ölçer
  İlginç honda reklamı
  Sözlük
  İngilizce sözlük
  Komik Mini animasyonlar
  En iyi 5 şiir
  Komik fıkralar
  Komik bilmeceler
  Korkunççççç
  Şarkıcı çiçekcik
  Jnifer Lopez şarkıları
  Coğrafya sözlüğü
  Bayraklar
  ANLI ŞANLI 6/F KADROSU
İlaçlar

CORDARONE
Ampul

Üretici Firma:
Sanofi-Synthelabo
Etken Madde(ler):
Amiodaron HCI 150 mg/3 ml

Piyasa Şekilleri:
3 ml’lik 6 ampul içeren ambalajlarda.

Kullanım Şekli:
Venöz enfüzyon: Yükleme tedavisi: Ortalama doz 250 ml dekstroz içinde 5 mg/kg’dır. 20 dak-2 saat içinde kullanılır. 24 saatte 2-3 kez yinelenir. İdame tedavisi: Birkaç gün için 250 ml dekstroz içinde kilo başına 10-20 mg/gün. İnfüzyonun ilk günü oral tedaviye başlanır.

Endikasyonları:
Diğer ilaçların kullanılmadığı ağır ritm bozuklukları, atriyal ritm bozuklukları, nodal ritm bozuklukları, ventriküler ritm bozuklukları, Wolf-Parkinson-White sendromuna bağlı ritm bozuklukları ve diğer ilaçların etkisiz veya kontrendike olduğu kalp yetersizliği ile birlikte ritm bozuklukları görülen angina pektoriste endikedir.

Kontrendikasyonları:
Sinusal bradikardi (hasta sinus sendromu, sinoatriyal blok), A-V bloku (birlikte ritm bozukluğu olsun veya olmasın), tiroid fonksiyonu bozuklukları ve gebelikte (fötal tiroid bozukluğu riski) kontrendikedir.

Yan Etkileri:
Bazı yan etkilere uzun süreli tedavi sırasında rastlanacağı için hastalar düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Oftalmolojik Etkiler: Tedavii altındaki hastaların çoğunda korneal mikrodepozitler gelişebilir. Ayrıca ışıklı halkalar görme, fotofobi gibi semptomlara yol açabilir. Dozun azaltılması veya tedavinin kesilmesiyle belirtiler gerileyebilir, ancak uzun süreli tedavide düzenli oftalmolojik muayene yapılmalıdır. Dermatolojik Etkiler: Bazı hastalarda fotosensivite ve pigmentasyon bozukluklarına yol açabilir. Güneşten korunmayı sağlayacak önlemler alınmalıdır. Tiroide Etkileri: Tedavi sırasında yada hemen sonrasında hiper veya hipotiroidizm gelişebilir; hastalarda klinik ve biyokimyasal olarak tiroid fonksiyonlarının yakın takibi yapılmalıdır. Özellikle yaşlı hastalarda tedavinin sona erdirilmesinden birkaç ay sonra da tiroid fonksiyonları izlenmelidir. Pulmoner Etkiler: Diffüz pulmoner alveolit gelişimi bildirilmiştir. Giderek şiddetlenendispne ve öksürükle ortaya çıkan pulmoner toksisite açısından tedavi sırasında hastaların periodik göğüs filmleri çekilmeli, akciğer fonksiyonlarını belirleyen klinik testler yapılmalıdır. Hepatik Etkiler: Tedavi sırasında zaman zaman transaminaz seviyelerinde artış olabilir, bu durum geçicidir veya doz azaltılmasıyla giderilebilir. Çok nadiren hepatotoksisite bildirilmiştir. Tedavi öncesinde ve tedavi sırasında periyodik olarak karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır. Nörolojik Etkiler: Bitkinlik, tremor, koordinasyon bozukluğu, periferik nöropati, uyku bozuklukları bildirilmiştir. Bu belirtiler doz azaltılması veya ilaç kesilmesiyle normale döner. Diğer Yan Etkiler: Gastrointestinal sisteme ait bulantı, kusma, ağızda metalik tat gibi yan etkiler bildirilmiştir. Süt veren annelerde emzirmeye son verilmelidir. Çocuklarda kullanım güvenilirliği henüz saptanmamıştır.

İlaç Etkileşimleri:
Digitalis: Digoksin tedavisindeki hastalara amiodaron verilmesi durumunda digoksin intoksikasyonundan kaçınmak için digoksin dozu yarıya düşürülmeli ve serum digoksin seviyeleri yakından izlenmelidir. Aynı uygulama digitoksin için de geçerlidir. Antikoagülanlar: Varfarin tipi antikoagülanlarla birlikte kullanılması ciddi ve bazen fatal kanamalara neden olabileceğinden antikoagülanların dozunun 1/3 ile 1/2 azaltılması ve protrombin zamanının yakından izlenmesi gerekir. Diğer antiaritmik ajanlar: Birlikte kullanılmaları halinde bu tür ajanların dozu yarıya indirilmelidir. Beta Blokerler-Kalsiyum Antagonistleri: Bu ilaçları almakta olan hastalarda amiodaron, oluşabilecek bradikardi, sinusal arest ve A-V bloka karşı çok dikkatli kullanılmalıdır. Fenitoin benzeri proteine yüksek oranda bağlanan ilaçların plazma konstantrasyonlarını artırabilir.

Tags: ,

PRODERAL(Tablet)

PRODERAL
Tablet

Üretici Firma:
Aksu Farma
Etken Madde(ler):
Propranolol HCI 20 mg

Piyasa Şekilleri:
25 tabletlik ambalajlarda.

Kullanım Şekli:
Günlük doz 3-4×1 tablettir. Preparat yemeklerden önce ve gece yatarken kullanılmalıdır. Muhtemel bir blokaja engel olmak için feokromstoma dışındaki durumlarda ameliyattan 48 saat önce kullanılmamalıdır.

Endikasyonları:
Bir Beta-bloker olarak esansiyel ve renal hipertansiyonun kontrolünde, angina pektorisin tedavisinde, akut miyokard enfarktüsü sonrasında uzun süre profilaktik olarak, kardiyak disritmilerinin çoğunda kontrol amacıyla, migren profilaksisinde, esansiyel tremorun tedavisinde, anksiyetenin ve anksiyeteye bağlı taşikardinin kontrolünde, tirotoksikoz ve tirotoksik krizin tedavisinde yardımcı olarak, hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopatinin tedavisinde, feokromositomanın tedavisinde (bir Alfa-blokerle birlikte) endikedir.

Kontrendikasyonları:
İkinci veya üçüncü derece kalp blokunda kullanılmamalıdır. Kardiyojenik şoktaki hastalarda kullanılmamalıdır. Bronkospazm geçirmiş kişilerde, uzun süre aç kalanlarda ve metabolik asidozlu hastalarda kullanılmamalıdır.

Uyarılar:
Kardiyak rezervi zayıf olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Belirgin kalp yetmezliği olan kişilerde Beta-bloker kullanmaktan kaçınılmalıdır. Ancak kalp yetmezliği belirtileri kontrol altına alınmış hastalarda kullanılabilir. Tirotoksikoza bağlı kalp yetmezliği genellikle sadece propranolola yanıt vermektedir ancak aynı zamanda başka istenmeyen faktörler de varsa miyokardın kasılması sağlanmalı ve yetmezlik belirtileri dijital ve diüretiklerle kontrol altında tutulmalıdır. Beta-blokerlerin farmakolojik özelliklerinden biri de kalp atım hızını azaltmaktır. Semptomların kalp atım hızının yavaşlığına bağlı görüldüğü nadir olgularda doz azaltılabilir. Propranolol hipoglisemiye bağlı taşikardiyi modifiye eder. Diyabetli hastalarda hipoglisemi tedavisiyle birlikte propranolol kullanırken dikkatli olunmalıdır. Propranolol, insüline alınan hipoglisemik yanıtı geciktirebilir. İskemik kalp hastalığı olan kişilerde diğer Beta-blokerlerle olduğu gibi tedavi aniden kesilmemelidir. Ya eşdeğer dozda başka bir Beta-bloker verilmeli ya da doz kademeli olarak azaltılarak propranolol tedavisine son verilmelidir. Propranololün teratojenik olduğunu gösteren bir bulgu olmamakla birlikte, çok gerekli olmadıkça gebelerde kul-lanılmamalıdır. Propranolol anne sütünde bir miktar birikmektedir. Ancak, anne sütüyle beslenen bir bebek ilacı çok az miktarda aldığından istenmeyen etkilere neden olması beklenmez.

Yan Etkileri:
Genellikle iyi tolere edilir. Ekstremitelerde soğukluk, bulantı, diyare, uyku bozuklukları, bitkinlik ve kas yorgunluğu gibi yan etkiler geçicidir. Bazı olgularda ellerde parestezi bildirilmiştir. Nadir olgularda bradikardi, trombositopeni, purpura ve halusinasyonlar gibi SSS semptomları saptanmıştır. Beta-adrenerjik blokerlerin kullanımına bağlı olarak deride kızarıklık ve/veya gözlerde kuruluk bildirilmiştir. Bu yan etkiler çok az kişide bildirilmiş olup çoğunda tedaviye son verildiğinde semptomlar ortadan kalkmıştır. Eğer bu reaksiyonlar başka bir nedene bağlı değilse tedavinin durdurulması düşünülmelidir. Bir Beta-blokerle yapılan tedaviye son verilirken bu, kademeli olarak gerçekleştirilmelidir. Bradikardi ve hipotansiyon şeklinde bir tahammülsüzlük görülürse, tedavi durdurulmalı ve eğer gerekiyorsa uygun tedavi yapılmalıdır.

İlaç Etkileşimleri:
I. grup antidisritmik maddelerle örneğin disopiramid, Beta-blokerler verilirken dikkatli olunmalıdır. Ventriküler fonksiyonu yetersiz olan kişilerde verapamille birlikte Beta-bloker kullanırken dikkatli olunmalıdır. İletim anomalisi olan kişilerde bu kombinasyon kullanılmamalıdır. Bu iki ilaçtan birisinin kullanımı durdurulduktan sonra 48 saat içinde diğeri i.v. olarak uygulanmama-lıdır. Beta-bloker kullanan hastalara adrenalin içeren müstahzarları parenteral uygularken dikkat edilmelidir çünkü nadir olgularda vazokonstriksiyon, hipertansiyon ve bradikardi oluşabilir. Hastaları klonidinden Beta-blokerlere geçirirken dikkatli olunmalıdır. Eğer Beta-bloker ve klonidin birlikte kullanılıyorsa Beta-bloker tedavisine son verildikten sonra klonidin uygulamasına bir süre daha devam edilmelidir. Hastaların çoğunda Beta-bloker kullanımının cerrahi müdahale öncesinde durdurulması önerilmez. Ancak eter, siklopropan ve trikloroetilen gibi anestetik ajanları kullanırken dikkatli olunmalıdır. Vagal baskı oluşursa atropin (1-2 mg, i.v.) ile düzeltilebilir.

Tags: ,

DİDERAL(Tablet)

DİDERAL
Tablet

Üretici Firma:
Sanofi-Synthelabo
Etken Madde(ler):
Propranolol HCI 40 mg

Piyasa Şekilleri:
50 tabletlik ambalajlarda.

Kullanım Şekli:
Hipertansiyonda başlangıçta 2×80 mg, idamede günde 160-320 mg. Angina, anksiyete, migren ve esansiyel tremorda başlangıçta 2-3×40 mg, hastadan alınan cevaba göre artırılır. Anginada optimal doz 120-240 mg/gün, anksiyete migren ve esansiyel tremorda 80-160 mg/gün. Disritmiler, anksiyeteye bağlı taşikardi, tirotoksikoz, hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopatide 3-4×10-40 mg. Miyokard enfarktüsü sonrasında 5. ve 21. günler arasında başlanarak 2-3 gün süreyle, günde 4×40 mg, daha sonra 2×80 mg. Feokromositomada ameliyat öncesi 3 gün süreyle 60 mg/gün, malign olgularda 30 mg/gün olarak kullanılır.

Endikasyonları:
Bir Beta-bloker olarak esansiyel ve renal hipertansiyonun kontrolünde, angina pektorisin tedavisinde, akut miyokard enfarktüsü sonrasında uzun süre profilaktik olarak, kardiyak disritmilerinin çoğunda kontrol amacıyla, migren profilaksisinde, esansiyel tremorun tedavisinde, anksiyetenin ve anksiyeteye bağlı taşikardinin kontrolünde, tirotoksikoz ve tirotoksik krizin tedavisinde yardımcı olarak, hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopatinin tedavisinde, feokromositomanın tedavisinde (bir Alfa-blokerle birlikte) endikedir.

Kontrendikasyonları:
İkinci veya üçüncü derece kalp blokunda kullanılmamalıdır. Kardiyojenik şoktaki hastalarda kullanılmamalıdır. Bronkospazm geçirmiş kişilerde, uzun süre aç kalanlarda ve metabolik asidozlu hastalarda kullanılmamalıdır.

Uyarılar:
Kardiyak rezervi zayıf olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Belirgin kalp yetmezliği olan kişilerde Beta-bloker kullanmaktan kaçınılmalıdır. Ancak kalp yetmezliği belirtileri kontrol altına alınmış hastalarda kullanılabilir. Tirotoksikoza bağlı kalp yetmezliği genellikle sadece propranolola yanıt vermektedir ancak aynı zamanda başka istenmeyen faktörler de varsa miyokardın kasılması sağlanmalı ve yetmezlik belirtileri dijital ve diüretiklerle kontrol altında tutulmalıdır. Beta-blokerlerin farmakolojik özelliklerinden biri de kalp atım hızını azaltmaktır. Semptomların kalp atım hızının yavaşlığına bağlı görüldüğü nadir olgularda doz azaltılabilir. Propranolol hipoglisemiye bağlı taşikardiyi modifiye eder. Diyabetli hastalarda hipoglisemi tedavisiyle birlikte propranolol kullanırken dikkatli olunmalıdır. Propranolol, insüline alınan hipoglisemik yanıtı geciktirebilir. İskemik kalp hastalığı olan kişilerde diğer Beta-blokerlerle olduğu gibi tedavi aniden kesilmemelidir. Ya eşdeğer dozda başka bir Beta-bloker verilmeli ya da doz kademeli olarak azaltılarak propranolol tedavisine son verilmelidir. Propranololün teratojenik olduğunu gösteren bir bulgu olmamakla birlikte, çok gerekli olmadıkça gebelerde kul-lanılmamalıdır. Propranolol anne sütünde bir miktar birikmektedir. Ancak, anne sütüyle beslenen bir bebek ilacı çok az miktarda aldığından istenmeyen etkilere neden olması beklenmez.

Yan Etkileri:
Genellikle iyi tolere edilir. Ekstremitelerde soğukluk, bulantı, diyare, uyku bozuklukları, bitkinlik ve kas yorgunluğu gibi yan etkiler geçicidir. Bazı olgularda ellerde parestezi bildirilmiştir. Nadir olgularda bradikardi, trombositopeni, purpura ve halusinasyonlar gibi SSS semptomları saptanmıştır. Beta-adrenerjik blokerlerin kullanımına bağlı olarak deride kızarıklık ve/veya gözlerde kuruluk bildirilmiştir. Bu yan etkiler çok az kişide bildirilmiş olup çoğunda tedaviye son verildiğinde semptomlar ortadan kalkmıştır. Eğer bu reaksiyonlar başka bir nedene bağlı değilse tedavinin durdurulması düşünülmelidir. Bir Beta-blokerle yapılan tedaviye son verilirken bu, kademeli olarak gerçekleştirilmelidir. Bradikardi ve hipotansiyon şeklinde bir tahammülsüzlük görülürse, tedavi durdurulmalı ve eğer gerekiyorsa uygun tedavi yapılmalıdır.

İlaç Etkileşimleri:
I. grup antidisritmik maddelerle örneğin disopiramid, Beta-blokerler verilirken dikkatli olunmalıdır. Ventriküler fonksiyonu yetersiz olan kişilerde verapamille birlikte Beta-bloker kullanırken dikkatli olunmalıdır. İletim anomalisi olan kişilerde bu kombinasyon kullanılmamalıdır. Bu iki ilaçtan birisinin kullanımı durdurulduktan sonra 48 saat içinde diğeri i.v. olarak uygulanmama-lıdır. Beta-bloker kullanan hastalara adrenalin içeren müstahzarları parenteral uygularken dikkat edilmelidir çünkü nadir olgularda vazokonstriksiyon, hipertansiyon ve bradikardi oluşabilir. Hastaları klonidinden Beta-blokerlere geçirirken dikkatli olunmalıdır. Eğer Beta-bloker ve klonidin birlikte kullanılıyorsa Beta-bloker tedavisine son verildikten sonra klonidin uygulamasına bir süre daha devam edilmelidir. Hastaların çoğunda Beta-bloker kullanımının cerrahi müdahale öncesinde durdurulması önerilmez. Ancak eter, siklopropan ve trikloroetilen gibi anestetik ajanları kullanırken dikkatli olunmalıdır. Vagal baskı oluşursa atropin (1-2 mg, i.v.) ile düzeltilebilir.

Tags: ,

VİSKEN(TABLET)

VİSKEN
Tablet

Üretici Firma:
Novartis
Etken Madde(ler):
Pindolol 5 mg

Piyasa Şekilleri:
30 tabletlik ambalajlarda.

Kullanım Şekli:
Günlük doz, arteryel hipertansiyonda sabahları tek doz halinde 5-15 mg veya 5 mg’lik dozlara bölünmüş olarak 2-3 kerede alınır. Maksimum tek veya bölünmüş dozlar halinde 45 mg’a yükseltilebilir. Anjina pektoris ve kardiyak aritmilerde alınacak yanıta bağlı olarak günlük bölünmüş dozlar halinde 10-15 mg alınmalıdır. Hiperkinetik kalp sendromunda günde 7.5 ila 20 mg’dir.

Endikasyonları:
Arteriyel hipertansiyon, angina pektoris, sinüs ve atrial taşikardi, paroksismal taşikardi, atrial flutter veya fibrilasyona bağlı taşikardi, supraventriküler ve ventriküler ekstrasistoller, ilaçlara bağlı ekstrasistoller (dijitalis) ve hiperkinetik kalp sendromunda endikedir.

Kontrendikasyonları:
Digitale cevap vermeyen kalp yetmezliği, kor pulmonale, ileri derecede bradikardi, 2. ve 3. derece A.V. bloku ve bronşiyal astımda kontrendikedir.

Uyarılar:
Açık veya latent kalp yetmezliğinde Beta-bloker tedavisinden önce dijitalizasyon yapılmalıdır. Akut miyokard enfarktüsünde, pindolol kullanıldığında kardiyovasküler parametreler kontrol edilmelidir. Feokromositomada Beta-bloker her zaman bir Alfa-bloker ile birlikte kullanılmalıdır. Mevcut periferik dolaşım bozuklukları nadir de olsa pindolol ile ağırlaşabilir. Antidiyabetik ilaç alan hastalarda Beta-blokerler kullanılırken dikkat edilmelidir. Uzun süreli perhiz sonunda hipoglisemi artabilir ve semptomlarından taşikardi Beta-blokerle maskelenir. Hayvan deneylerinde teratojenik etki görülmemiştir. Gebelerde ve emziren annelerde klinik deneyim azdır. Anne sütüne az da olsa geçer, ancak çocukla ilgili istenmeyen etki bildirilmemiştir. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı nedeniyle bronkospazma eğilimi olan hastalarda, genel anestezi sırasında, mevcut periferik dolaşım bozukluğu olanlarda, ağır renal yetmezlikler ve antidiyabetik preparat kullananlarda dikkatle kullanılmalıdır.

Yan Etkileri:
Yorgunluk, baş dönmesi, bulantı, mide-barsak bozuklukları, baş ağrısı ve uyku bozukluğu gibi hafif ve geçici yan etkiler görülebilir. Tedaviyi kesmeyi gerektiren deri reaksiyonları ve psişik semptomlar (depresyon, halüsinasyon) çok nadir görülebilir.

İlaç Etkileşimleri:
Hipertansiyon ve anjina pektoriste Beta-bloker ve kalsiyum antagonistlerinin beraber oral kullanımının yararlı olduğu klinik olarak gösterilmiştir. Beraber kullanımda kalsiyum antagonistlerinin i.v. uygulamasından kaçınılmalıdır. Oral uygulama-da özellikle verapamil tipi kalsiyum antagonistiyle kullanılacaksa hasta dikkatle izlenmelidir.

Tags: ,

VASOXEN(Tablet)

VASOXEN
Tablet

Üretici Firma:
İ.E. Ulagay
Etken Madde(ler):
Nebivolol hidroklorür 5 mg

Piyasa Şekilleri:
28 tablet içeren blister ambalajlarda.

Kullanım Şekli:
Erişkinler: Doz günde 5 mg’dır. Tercihen her zaman günün aynı saatinde alınmalıdır. Tabletler yemeklerle birlikte alınabilir. Kan basıncını düşürücü etkisi tedavinin 1-2 haftasından sonra ortaya çıkmaya başlar. Bazen, optimal etkiye ancak 4 hafta sonra erişilebilir. Diğer antihipertansiflerle kombinasyonu: Bugüne kadar, additif bir antihipertansif etki Vasoxen 5 mg, hidroklorotiyazid 12.5-25 mg ile kombine edildiğinde gözlenmiştir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda önerilen başlangıç dozu günde 2.5 mg’dır. Gerektiğinde, günlük doz 5 mg’a artırılabilir. Karaciğer yetmezlikli veya karaciğer fonksiyonu bozuk hastalarda Vasoxen kullanımı kontrendikedir. 65 yaşın üzerindeki hastalar için önerilen başlangıç dozu günde 2.5 mg’dır. Gerekirse, günlük doz 5 mg’a artırılabilir. Ancak, 75 yaşın üzerindeki hastalarda deneyim sınırlı olduğundan, dikkatli olunmalı ve hastalar yakından izlenmelidir. Çocuklar üzerinde herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Dolayısıyla, çocuklarda kullanımı önerilmemektedir.

Endikasyonları:
Nebivolol selektif bir beta blokerdir. Esansiyel hipertansiyon tedavisinde endikedir.

Kontrendikasyonları:
Nebivolole aşırı duyarlılık, karaciğer yetmezliği veya karaciğer fonksiyonu bozukluğu, hamilelik ve laktasyon, kardiyojenik şok, kontrol edilmeyen kalp yetmezliği, hasta sinus sendromu (sino-atriyal blok dahil), ikinci ve üçüncü dereceden blok, bronkospazm ve bronşiyal astım hikayesi olanlar, tedavi edilmemiş feokromasitoma, metabolik asidoz, bradikardi (kalp atım hızı 50 atım/dakika), hipotansiyon, şiddetli periferik dolaşım bozukluğunda kontrendikedir.

Uyarılar:
Beta blokajın sürdürülmesi indüksiyon ve intübasyon sırasındaki aritmi riskini azaltır. Eğer cerrahi girişim hazırlığı sırasında beta blokaja ara verilecekse, beta adrenerjik antagonistler en az 24 saat önce kesilmelidir. Siklopropan, eter ve trikloretilen gibi miyokard depresyonuna neden olan bazı anestezikler kullanılırken dikkatli olunmalıdır. İntravenöz atropin uygulamasına bağlı vagal reaksiyonlara karşı hasta korunabilir. Beta adrenerjik antagonistler tedavi edilmemiş konjestif kalp yetmezlikli hastalarda, durumları stabilize oluncaya kadar kullanılmamalıdır. İskemik kalp hastalığı olan hastalarda, beta adrenerjik antagonist tedavisi yavaş yavaş (örn. 1-2 haftadan uzun) kesilmelidir. Gerekirse, angina pektoris yaşanmasını önlemek amacıyla başka bir tedavi eş zamanlı olarak başlamalıdır. Beta adrenerjik antagonistler bradikardiye yol açabilirler. Hasta bradikardi izlenimi veren semptomlar yaşarsa dozaj azaltılmalıdır. Periferik dolaşım bozukluğu (Raynaud hastalığı veya sendromu, intermittent klaudikasyon) olan hastalarda bu bozuklukların artmasına neden olabileceklerinden; birinci dereceden kalp bloğu olan hastalarda, beta blokerlerin ileti zamanı üzerindeki negatif etkisinden dolayı; alfa reseptör aracılıklı koroner arter vazokonstriksiyonu baskısız kalacağından Prinzmetal anginası olan hastalarda (beta adrenerjik antagonistler angina nöbetlerinin sayısını arttırabilir ve süresini uzatabilirler) beta antagonistler dikkatli kullanılmalıdır. Nebivolol diyabetik hastalarda glukoz düzeylerini etkilemez. Ancak, hipogliseminin bazı semptomlarını (taşikardi, palpitasyon) maskeleyebileceğinden, şeker hastalarında dikkatli olunmalıdır. Beta adrenerjik antagonistler hipertiroidizmde taşikardik semptomları maskeleyebilir. İlacın ani kesilmesi semptomları şiddetlendirebilir. Kronik obstrüktif pulmoner bozukluğu olan hastalarda, havayollarındaki konstriksiyon şiddetlenebileceğinden beta adrenerjik antagonistler dikkatli kullanılmalıdır. Geçmişinde psoriazis hikayesi olan hastalarda hastaların durumları dikkatlice değerlendirildikten sonra kullanmalıdır. Alerjenlere duyarlılığı ve anaflaktik reaksiyonların şiddetini arttırabilir. Araç veya makina kullanırken bazen baş dönmesi ve yorgunluk hissinin oluşabileceği dikkate alınmalıdır. İnsan gebeliğinde potansiyel zararlarını saptamak için yeterli veri yoktur. Beta blokerler plasental perfüzyonun azalmasına, intrauterin fetal ölüm ve immatür ve prematür doğuma yol açabilir. İlaveten, fetüs ve yeni doğanda advers etkiler (hipoglisemi ve bradikardi) ortaya çıkabilir. Yeni doğanların postnatal döneminde kardiyak ve pulmoner komplikasyonlarda artma riski de vardır. Bu nedenle gebelikte kullanılmamalıdır. Gebelik kategorisi D’dir. Nebivolol gibi lipofilik bileşikler ve aktif metabolitleri anne sütüne değişik oranlarda geçer. Emziren annelerde kullanımı kontrendikedir. Araştırmalar nebivololün süte geçtiğini göstermiştir.

Yan Etkileri:
İstenmeyen etkilerin çoğu hafif veya orta şiddettedir. En sık rastlanan istenmeyen etkiler (görülme sıklığı %1-10 arasında) baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk ve parestezidir. Hastaların en az %1′inde rastlandığı bildirilen diğer istenmeyen etkiler; diyare, konstipasyon, bulantı, dispne ve ödemdir. Hastaların %1′inden azında bildirilen beta-adrenerjik antagonistlere özgü istenmeyen etkiler; bradikardi, AV ileti yavaşlaması/AV-blok, hipotansiyon, kalp yetmezliği, intermittent klaudikasyon (da artma), görme bozukluğu, impotens, depresyon, kabuslar, dispepsi, gaz çıkarma, kusma, bronkospazm, raş. Bazı beta-adrenerjik antagonistler için de bildirilmiş yan etkiler: Halüsinasyonlar, psikozlar, konvüzyon, soğuk/siyanotik ekstremiteler, Raynaud fenomeni, göz kuruluğu, ve praktolol-tipi okülo-mukokütanöz toksisite.

İlaç Etkileşimleri:
Beta-adrenerjik antagonistleri, kontraktilite ve atriyo-ventriküler ileti üzerine negatif etkileri nedeniyle verapamil ve diltiazem gibi kalsiyum antagonistleri ile birlikte kullanırken dikkatli olunmalıdır. Nebivolol kullanan hastalara intravenöz verapamil uygulaması kontrendikedir. Atriyal ileti zamanı üzerine etkileri ile negatif inotropik etkileri potansiyelize olabileceğinden, beta adrenerjik antagonistleri Sınıf I antiaritmik ilaçlar ve amiodaron ile birlikte kullanılırken dikkat edilmelidir. Beta adrenerjik antagonistler, kronik klonidin tedavisinin ani kesilmesinden sonra ortaya çıkan rebound hipertansiyon riskini artırır. Nebivolol digoksin kinetiğini etkilemez. Beta adrenerjik antagonistlerin anesteziklerle birlikte kullanılması refleks taşikardi ve hipotansiyon riskini arttırır. Hastanın nebivolol kullandığı anesteziste bildirilmelidir. Birlikte simetidin uygulaması nebivololun klinik etkilerini değiştirmeksizin kan düzeylerini arttırmıştır. Birlikte ranitidin uygulaması nebivolol farmakokinetiğini etkilememiştir. Nebivololün yemeklerle, antasitlerin de yemekler arasında alınması koşuluyla iki uygulama beraber reçetelendirilebilir. Nebivololün nikardipin ile kombinasyonu, klinik etkilerini değiştirmeden, her iki ilacın plazma düzeylerini hafifçe arttırmıştır. Sempatomimetik bileşikler beta adrenerjik antagonistlerin etkilerine ters etkiyebilirler. Beta adrenerjik bileşikler, hem alfa hem de beta adrenerjik etkili sempatomimetik bileşiklerin karşıtsız alfa adrenerjik aktivitelerinin (hipertansiyon riski, aşırı bradikardi ve kalp bloğu) ortaya çıkmasına yol açabilir. Trisiklik antidepresanlar, barbitüratlar ve fenotiyazinlerin birlikte kullanımı kan basıncını düşürücü etkiyi artırabilir. Nebivololün metabolizması CYP2D6 izoenzimlerini içerdiğinden, serotonin uptake inhibitörleri veya başlıca bu yolla metabolize edilen diğer bileşiklerin birlikte uygulanması hızlı metabolize edicileri zayıf metabolize edicilere benzetebilir.

Tags: ,

 
   
 
   
 
   
 
   
Bugün 14 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol